• Rainbow - 23



    Chance

    Her karaktere ayrılan bölümlerle yavaş yavaş kapanışa geliyoruz. Turtle'ın işlendiği bu bölüm ufaklığın hayatında önemli bir yer tutan Lily'i de içine dahil ederek seriye katkıda bulunuyor. Aslında tüm yaptığı da bundan ibaret. Turtle'ın sigara işinde ona sermaye sağlayan Lily Amerikan ordusundan bir subayın kapatması. Bunu zaten Mario'nun boksa başladığı bölümlerden biliyoruz. Subayla birlikte Amerika'ya gideceği için Turtle ile önceden görüşmek isteyen Lily çocukların hep yanında kalmış dışarıdan bir dost gibi. Ona yamuk yapılınca Turtle'ın tepesinin atması da bu yüzden.

    Bölümde benim asıl dikkatimi çekense Turtle'ın arada bir yaşadığı ataklar. Atom bombası atıldığında bu olaya canlı şahit olan çocuk şimdilerde radyoaktivitenin etkilerini vücudunda hissediyor. İlk bölümlerde hatırlanacağı üzere saçkıranla boğuşan bu çocuk artık daha ciddi ataklar geçiriyor. Bunlara kalp krizi diyebilecek kadar bilgim olmadığından "atak" diyerek geçiştiriyorum. Bu vesileyle de geriye bir tek Soldier kalmış oluyor. Ona ayrılacak 1-2 bölümle seri tüm karakterlerine hak ettikleri süreleri vermiş ve tabii ki saygıyı göstermiş olacak.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi