• DMCA




    Blogger, Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasası (DMCA) hükümleri uyarınca, blogunuzdaki bazı içeriklerin başkalarına ait telif haklarını ihlal ettiğini iddia eden bir bildirim aldı. Bu nedenle, yayınları "taslak" durumuna sıfırladık. (Bunu yapmasaydık, ortada gerçek bir ihlal olup olmadığına bakılmaksızın bir telif hakkı ihlali davasıyla karşı karşıya kalabilirdik. Telif haklarını ihlal ettiği iddia edilen yayınların URL'leri bu iletinin sonunda verilmiştir.) Taslak durumuna sıfırlamak, yayınınızın ve içerdiği tüm resimlerin, bağlantıların ve diğer içeriklerin kaybolmayacağı anlamına gelir. Yayını düzenleyerek rahatsız edici içeriği kaldırabilir ve içeriği yeniden yayınlayabilirsiniz; bu noktada söz konusu yayın okuyucularınıza tekrar görünür hale gelecektir

    dediler ve tam 108 yazımı taslak haline getirdiler. Hal böyle olunca ben de tüm bu yazılardaki görselleri kaldırıp yeniden yayımladım. Belki bir süre daha bu blog nefes alır ve zamanında okumuş olanların kulaktan kulağa yayacağı bir form alarak internet üstünden yok olur.

    Haber vereyim dedim.

    p.s. ayrıca, yıllık yazmıyorum zira hem eskisi gibi yazamıyorum hem de içimden gelmiyor.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi