• Golden Time - Fragman - Konu



    Tada Banri, Tokyo'daki özel bir hukuk okuluna yeni başlamıştır. Lise mezuniyetinden kısa süre sonra köprüden düştüğü için eskiye dair tüm hafızasını kaybetmiştir. Banri'nin ruhu kaza anında bedenini terk etmiş ve varlık kazanıp mezuniyet öncesi hatıraları muhafaza etmektedir. Banri açılış töreninden sonra kaybolmuş ve oryantasyona gitmeye çalışmaktadır. Bu esnada, kendisi gibi kaybolmuş bir diğer öğrenci olan Yanagisawa Mitsuo ile çarpışır. Bir şekilde oryantasyona yetişirler ama güzel bir kız elinde tuttuğu gül demetini Mitsuo'nun suratına vurur. Bu iyi giyimli, güzeller güzeli kadın onun çocukluk arkadaşı Kaga Kouko'dur. Çocukken birbirlerine ileride evlenme sözü vermişlerdir. Mitsuo, Kakuo'dan kaçmak için gizliden gizliye bu özel okulun sınavlarına girmiştir ama Kakuo da oğlanın peşini bırakmamak için aynı okula girer.

    Yönetmen: Kon Chiaki

    Fragman

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi