• Chihayafuru - 44+45




    Aradan yıllar geçecek ve bu serinin 44. bölümü hala televizyon tarihindeki en heyecanlı spor müsabakalarından birine ev sahipliği yapmış olarak kalacak.

    Muazzam bir geri dönüşe sahne olan ve takım turnuvasına da son noktayı koyan 44. bölümü gecikmeli anlatmaya çalışmayacağım. Çok kısa özetlemek gerekirse: Chihayafuru projesini A'dan Z'ye açıklayan, seri içindeki her dinamiği parlatıp seçilebilir kılan, bir bakıma şimdiye kadarkileri hatırlatıp bundan sonrakilerin yolunu açan bir bölümdü. Bana göre, zaten harika giden 2. sezonun can damarıydı.

    Chi sakat sakat oynuyor ve ferdi turnuvada da bir noktaya kadar gelecektir ama şampiyon olacağını hiç sanmıyorum. Taichi'nin Arata'ya savaş ilan etmesi gibi Chi'nin de zirveye çıkışı için 5 bölüm hiçbir şeye yetmez. Demek oluyor ki 3. sezonun müjdesi için geri sayım başlayabilir.

    1 Görüş:

    1. Sonu (bana göre) hiç güzel bitmeyecek sezon 2nin, umarım 3. sezonu gelir

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi