• Jormungand - 05



    Birkaç felsefi aforizmayla her hafta aynı formülden geliştirilmiş bölümleri mi izleyeceğiz kuşkusuna tam düşmeye başladığım sırada Jormungand harika bir bölümle durumu toparlıyor. İşin aslı, Jonah'ın veya Koko'nun geçmişinin anlatıldığı bir bölüm geleceği çok belliydi ama bu kadar yakın zamanda görmeyi de hiç beklemiyordum. Hele ki karakterler arasındaki ilişkiler yumağını iyice dikenli bir hale getiren böylesine bir maziyi izleyeceğimi hiç düşünmemiştim.

    Jonah'ın silah tüccarlarına karşı olan nefreti artık tamamen net bir hal aldı. Koko'nun abisi Casper'ın 3 ay önce Jonah'a yaşattıkları, ikilinin bu bölümdeki karşılaşmaları aracılığıyla bizlerle paylaşıldı. Hepsinden güzeli ise Jonah'ın öldürmek istediği kişinin Koko olmadığı açıklandı.

    Kişiler arasındaki husumetin bu kadar çabuk bir zaman diliminde aydınlatılması, serinin anlatacağı konunun tekdüze ilerlemeyeceğini gösterme açısından ümit verici. Neyse ki, 24 bölümün 20'sinde Koko ile Jonah kötü (?) adamlara karşı galip gelmelerine ve finale doğru da Jonah'ın intikam hikayesine mahkum edilmeyeceğiz.

    "Dünyadaki riyakarlığı sorgulama hakkı olan yalnızca silah tüccarlarıdır," gibi içi pek de boş olmayan cümlelerle, hapsedilmiş Jonah'ın yaşadığı açlık hissiyle birlikte ölüme yaklaşması sayesinde dünyadaki yerini sorgulamasıyla, intikam ateşi saçan gözlerine rağmen dünyayı seven Jonah ile bu konuda bir cevap veremeyen Koko aracılığıyla bu seri yalnızca silah tüccarları ve onların çifte standart dolu yaşamlarına odaklanmadığını gösteriyor. Geçen hafta olduğu gibi aksiyon sahnelerinde tekleyebilen Jormungand için bunlar ve bunlar gibi cümlelerin artması hiç şüphesiz serinin çıtasını daha yukarılara çekecek.

    6 Görüş:

    1. spoiler mi olur bilemem, gelecek bölümlerde Koko nun takımındakilerin hayat hikayelerini işleyecek. Sıkmaz kolay kolay.

      YanıtlaSil
    2. Yok, niye spoiler olsun. Gelecek hafta göz bandı takan hatunun muhtemelen Afrika'da niye gözünü kaybettiğini izleyeceğiz. Bu bölümde belli oldu.

      YanıtlaSil
    3. hacı zor olmuyor mu her hafta bu kadar yazı yazmak..

      YanıtlaSil
    4. Aynen sonlarda göz bantlının hikayesi işleniceği bariz şekilde gösterildi.Bu seri biraz daha çıtayı yükseltirse epey iyi olucak gibi Bu sezon en çok ilgimi çeken seri buydu sonradan konuyu sapıttırmazlarsa epey iyi bir yere gelecek gibi

      YanıtlaSil
    5. Bence de geçen hafta olduğu gibi bölümün tamamına yaydıkları aksiyon sahneleri yerine bu tarz flashback dolu bölümler daha iyi olacak. Bu sayede, en azından mantık hatalarının yerini akıcı bir anlatım alıyor.

      @hacı
      Üç senedir devam ettiğime göre yapabileceğim kadar zor oluyor sanırım.

      YanıtlaSil
    6. durmak yok yola devam o zaman...

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi