Rendekar doğru mu söylüyor? "Düşünüyorum öyle ise varım" oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar. Düşünen bir adamı düşlüyorum. düşündüğümü bildiğim için ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da var olduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşlediğim bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek ben ise bir düş oluyorum.Felsefeye sarmanın tam da sırasıydı galiba. Un-Go geçen haftaya kadar çok iyi bir seriydi, gelecek hafta ise harika bir animeye dönüşmeyi bekliyor. Artık 1 haftalık süreden başka hiçbir engeli kalmadı zira serinin ortasından itibaren devreye sokulan Bettenou sonrasında çok klas bir noitaminA eseri olup çıktı.Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
noitaminA kuşağı bu blogu besleyen ana damarlardan biri. Ben de bizzat bu kuşağın hitap ettiği izleyicilerden biri olduğum için yayınlanan animelere genelde daha çabuk kanım ısınıyor. 11 bölüm sürmelerini aklım almasa da (ve yapılacak istisna için Guilty Crown'u seçmiş olsalar da) anlatılan konular ve anlatılma şekilleri mutlaka bir noktadan ilgimi cezbediyor. Un-Go ise seneyi Hourou Musuko gibi muhteşem bir animeyle açmış bu kuşağın kapanış için yapabileceği belki de en güzel seçim.
Bettenou'nun seriye dahil oluşuyla birlikte çok sağlam bir illüzyon etkisi yaşıyoruz. Neyin, kimin, nerenin vb. gerçek olup olmadığını idrak etmekte zorlanırken ve bu idrak kapasitesi yapımcılar tarafından her hafta daha da zorlanırken ortada Yuuki Shinjuurou adında bir dedektif, bir a-kahramanımız (anti/a - sosyal varken böyle bir tanım da olmalı aslında) var. Ne tam kahraman ne de anti-kahraman olan Yuuki aslında gerçeği öğrenme içgüdümüzü, belki de açlığımızı temsil ediyor. Onun ısrarla gerçeğin peşinde koşma arzusu gibi, biz izleyiciler de Un-Go'nun asıl derdini "keşfetmek" istiyoruz.
"Uydudan gelen sesin geç gelmesi" gibi muhteşem detaylı bir yönetim+senaryo performansı gösterilmesi tüm bu sır perdesinin yanında nefis ikramlar sunmaya devam ediyor. Normal bir seri olsa mevcut teorimi yazıp boş atarak dolu tutma çabalarıma bir yenisini eklerdim ama bunun yerine Un-Go'yu izlemek ve keyfini sürmek benim için yetiyor da artıyor.
Daha şimdiden gelecek hafta bölümünü geçtim, bir an evvel 45 dakikalık Un-Go - 0 filminin çıkmasını bekliyorum.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.