Collateral Massacre
3 seneden biraz fazla süren bir aranın ardından Black Lagoon yapımcıları nihayet projeyi devam ettirme kararı aldılar. Bu sefer 12 bölümlük bir seri izlemeyeceğiz. Onun yerine her biri yarım saat sürecek 5 bölümden oluşan bir OVA projesiyle eğlenmeye bakacağız. "Eğlence" kalıbı Black Lagoon'u tanımlarken aklıma gelecek ilk kelime. Stilize şiddet, bol aksiyon, ağzı bozuk bir kız, orta kararın hemen üstü bir konu, gaz ötesi OP'ye eşlik eden tempolu müzikler. Olağanüstü 1. sezonu ve orta karar ama yine güzel 2. sezonu izlerken altyazı kullanmak bile bazen çok gereksiz kaçabiliyordu. Ne dediklerinin hiçbir önemi yoktu çünkü aksiyon insanın damarlarına işliyordu. OVA projesi de tam bıraktığımız yerden konuyu devralıyor. 25. bölüm olarak kendini lanse eden 1. OVA bu kez Roberta'ya, ilk sezonda gördüğümüz hizmetçiye odaklanıyor. Yine Lagoon Company iş başında ama esas aksiyonu Roberta yönlendiriyor.
3. sezonun konusu da diğer sezonlar gibi alabildiğine basit. Diego Jose San Fernando Lovelace (ne isim ama!) bir suikaste kurban gidince hizmetkârı Roberta efendisinin intikamını almaya ant içiyor. Önce bu suikasti yapanları tesbit ediyor ve bunlardan ikisini gebertiveriyor. 1. adamı nasıl öldürdüğünü görmesek de ikinci adama yaptığı zulüm her zamanki Black Lagoon yaratıcılığında. Ha keza Roberta'nın yardımcılarından, küçük kız Fabiola'nın projenin başından beri sayısız kez darmadağın olan barda çektiği numara da aynı yaratıcılıkta. Başka hangi filmde/animede/romanda o bıçağı o şekilde o "bölgeye" sokmak vardır ki? Bar sahnesiyle ilk 2 sezondan çok da uzaklaşılmayacağının sinyallerini veren bölüm konuyu bağlamak adına yapılan konuşmalarla sona eriyor.
Benim Black Lagoon'dan beklentim 30 dakikanın tamamında silahların patlaması, insanların koşturması, arabaların çarpışması vb. gibi adrenalin paketleri. İlk bölüm de hiçbir şekilde ağırdan almayarak ilerleyen zamanlarda bu beklentimi karşılayabileceğini ispat etti. Sezonun 2011'in Mart'ında sona ereceği duyurulmuş. Demek oluyor ki 2 aylık bir periyoda yayacaklar. O halde 2 ay sabredip katıksız eğlence ve aksiyon beklemek de hakkımız. Hiçbir şekilde konuyla falan ilgilenmeyi düşünmüyorum. Yeni bölüm yayınlandığı anda karşısına geçip yarım saatliğine dünyadan kopsam bana yeter.
3. sezonun konusu da diğer sezonlar gibi alabildiğine basit. Diego Jose San Fernando Lovelace (ne isim ama!) bir suikaste kurban gidince hizmetkârı Roberta efendisinin intikamını almaya ant içiyor. Önce bu suikasti yapanları tesbit ediyor ve bunlardan ikisini gebertiveriyor. 1. adamı nasıl öldürdüğünü görmesek de ikinci adama yaptığı zulüm her zamanki Black Lagoon yaratıcılığında. Ha keza Roberta'nın yardımcılarından, küçük kız Fabiola'nın projenin başından beri sayısız kez darmadağın olan barda çektiği numara da aynı yaratıcılıkta. Başka hangi filmde/animede/romanda o bıçağı o şekilde o "bölgeye" sokmak vardır ki? Bar sahnesiyle ilk 2 sezondan çok da uzaklaşılmayacağının sinyallerini veren bölüm konuyu bağlamak adına yapılan konuşmalarla sona eriyor.
Benim Black Lagoon'dan beklentim 30 dakikanın tamamında silahların patlaması, insanların koşturması, arabaların çarpışması vb. gibi adrenalin paketleri. İlk bölüm de hiçbir şekilde ağırdan almayarak ilerleyen zamanlarda bu beklentimi karşılayabileceğini ispat etti. Sezonun 2011'in Mart'ında sona ereceği duyurulmuş. Demek oluyor ki 2 aylık bir periyoda yayacaklar. O halde 2 ay sabredip katıksız eğlence ve aksiyon beklemek de hakkımız. Hiçbir şekilde konuyla falan ilgilenmeyi düşünmüyorum. Yeni bölüm yayınlandığı anda karşısına geçip yarım saatliğine dünyadan kopsam bana yeter.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.