İlk bölümdeki kan donduran tüm o katliam hengamesinde verilmek istenen mesajın bu hafta daha net cümlelerle altı koyulaştırılıyor: Özgür olmayan insan aslında yaşamıyordur.
Katliam devam eder ve mekanik bir aksama sahipmiş gibi aksettirilen yeni titan aracılığıyla daha da vahşi bir hale bürünürken, açılış bölümündeki en ilginç detaylardan biri gün ışığına çıkıyor. Açıkçası kaliteli çizimler, müzikler, aksiyonun yanında serinin geçtiği dünyadaki mimari şimdiye kadar beni en çok cezbeden Shingeki no Kyojin özelliği.
İç içe inşa edilmiş üç çemberden ibaret bir yerleşim şekli pek çok çağrışımı beraberinde getiriyor. Bana göre, bunlardan en mantıklısı "kabuğuna çekilmek" deyimi. Duvarları insanın dış organları, iç organları ve ruhu gibi de algılamak mümkün. Eren'in yaşadığı ve ilk bölümde saldırıya uğrayan küçük ceplerle birlikte bu mimarinin oldukça yoruma açık bir görünümü olduğunu kabul etmek gerek.
Öte yandan, titanların boyu kısaldıkça daha insana benzeme huyları da devam ediyor. İnsanları yutan titanların dış görünüşlerinin ağzından alev saçan dev titanla hiçbir yakınlığı yok. Sanki minikler karınlarını doyursunlar diye devler yol açıyor. Fakat dev titanın bu mekanik görüntüsü ve ilk bölümdeki felaketin birkaç saniye öncesinde dünyaya inen büyük şua, titanların nereden geldiklerine dair birkaç farklı teori üretme olanağı sağlıyor. Yine de şimdilik işin mitolojik tarafında kalmayı tercih ediyorum.
Eren'in babası gibi titanların nerede geldikleri de gizemini koruyadursun, serinin kapanış şarkısını Yamamoto Sayo'nun (Michiko, Mine Fujiko) yazıp yönetmesi bile izlemek için yeterli. Olağanüstü bir yetenek olan Sayo zaten çok az üretiyor, o 1,5 dakikalık görselliği bulmuşken kaçırmamak gerek.
evet mimari yapı benim de dikkatimi çekti ama sanırım farklı bir biçimde :D evler safranbolu evlerini anımsatıyor, baş karakterin adının da eren olması beni biraz şüphelendirdi doğrusu
YanıtlaSil