Bar bir sığınaktır. İçine girmeyi seçtiğinizde ağır kapısını zorlar ve kendinizi izole edersiniz. Dış dünyadaki meseleleriniz, sorunlarınız, dertleriniz kapıdan geçtiğiniz anda yok olmuşlardır. Barlarda bir menü bulunmaz, menü kalbinizde saklıdır. Barmenin görevi müşteriye o an için en doğru içkiyi hazırlamak ve barda bulunduğu süre içerisinde dış dünyayı unutmasını sağlamaktır. 26 yaşındaki Sasakura Ryuu'nın barı Eden Hall her müşterisine bu rahatlığı sunmaktadır.
Sasakura bazen akıl hocası, bazen yol gösterici, kimi zaman da çöpçatanlık görevlerini üstlenir ama mesleğini icra etmekten ziyade bunu bir yaşam şekline dönüştürmüştür. "Nabza göre şerbet vermenin" tam karşılığıdır Sasakura'nın yaptığı. İnsanlar farklı sorunlarla onun barına gelirler ve kendilerine özel olarak hazırlanan içkiler sayesinde yaşamlarına dair bakış açıları değişir.
Seri boyunca "bartender" kavramından tutun, barlarda neden saat bulunmadığına kadar pek çok detay öğretilir. Her bölümde hazırlanan içkilerin anlatılan tarihçeleri, tatları, sembolize ettikleri hiç ilginizi çekmese bile seri o kadar usulca sizi içine çeker ki bölümün sonunda ne olacağını bile merak eder hale gelirsiniz. Üstelik müşterilerin hikayelerinde ne bir gizem, ne de bir sır bulunmaktadır ama Sasakura'nın zekası, bilginliği ve yeteneği bir araya geldiğinde animeyi izleyenin bile ağzında hoş bir tat kalmaktadır.
Bartender kısaca anlatımla hoş, zarif, kibar ve klas bir seri. Anlatıcının sesinden tutun, her bölümde arkada sakince çalan parçalara kadar tüm detaylar çok iyi düşünülmüş ve tam bir ambiyans yaratılmış. Elbette ki Eden Hall gibi bir barı ülkemizde ancak çok yıldızlı otellerde bulmak mümkün ama Sasakura gibi bir barmeni dünyada bile bulmak oldukça zor. Karakterini bu açıdan kahramanlaştıran (hatta "Glass of the Gods" diyerek ilahlaştıran) seride gösterilen içkilerden en az 6-7 tanesini canım çekti ve evde bulduğum bazı "ruhlardan" karışımlar hazırlayarak izlemeye devam ettim. Fakat nasıl Vedat Milor izledikten sonra gidip ekmek arası peynir falan yediğimde üzülüyorsam, öyle bir barda o içkileri içemedikten sonra benim içtiklerimin de pek kıymeti olmadı.
Pür dikkat izlemek zorunda kaldığınız serilerden yorulduysanız ve "seyrederek dinlenebileceğiniz" bir seri arıyorsanız, eh bir de içkilere biraz merakınız varsa Bartender'ı sakın kaçırmayın derim.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.